Göçmen Kaçakçılığı

Göçmen kaçakçılığı suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 79. maddesinde düzenlenmiş olup, yabancı uyruklu kişilerin yasadışı yollardan ülkeye sokulması, ülkede kalmalarına imkân sağlanması veya yurt dışına çıkarılmaları durumunda, maddi çıkar karşılığında işlenen bir suçtur. Kamu düzenini, sınır güvenliğini ve insan haklarını tehdit eden bu suç, şikâyete tabi değildir ve uzlaştırma kapsamına girmez. Örgütlü veya tehlikeli biçimde işlendiğinde cezası ağırlaştırılır. Kastla işlenen, soyut tehlike suçu niteliğindedir.

Göçmen kaçakçılığı, küresel ölçekte toplumsal yapıyı etkileyen ciddi bir suç türü olup, Türk Ceza Kanunu’nun 79. maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemenin amacı, devletin sınır güvenliğini teminat altına almak ve insan haklarına aykırı şekilde göçmenlerin sömürülmesini önlemektir. Suçun mâhiyeti gereği uluslararası hukuka da temas eden boyutları bulunmakta, Birleşmiş Milletler’in “Sınıraşan Suçlara Karşı Palermo Sözleşmesi ile koşut bir anlayış benimsenmiştir. TCK m. 79 kapsamında göçmen kaçakçılığı suçu, herhangi bir çıkar karşılığında, yabancı uyruklu şahısların memleketimize yasadışı yollardan sokulması ya da ülkemizde kalmasına imkân sağlanması şeklinde gerçekleşir.

Göçmen kaçakçılığı suçu, yalnızca bireylerin hukuka aykırı biçimde ülkeye girişini değil, aynı zamanda ülkede kalmalarına zemin hazırlayan her türlü fiili kapsar. Bu noktada suçun oluşması için maddi menfaat temin edilmesi şarttır; çıkar sağlanmamışsa fiil başka suçlar kapsamında değerlendirilebilir. Yargı içtihatlarında, bu suçun basit formu ile nitelikli hali arasındaki ayrım, suçun örgütlü biçimde işlenip işlenmediği veya fiilin tehlikeye soktuğu hukukî değerler üzerinden telâkki edilmektedir.

Şöyle bir soru sorulabilir: Göçmen kaçakçılığı suçu, şikâyete tabi bir suç mudur? Bu soruya verilecek cevap, hayır şeklindedir. Zira bu suç, kamu düzenini ve ulusal güvenliği tehdit eden bir yapıya sahiptir. Bu sebeple şikâyet aranmaz; savcılık resen soruşturma başlatır. Bu yönüyle kamu davasının yürütülmesi için herhangi bir kişinin müracaatı şart değildir. Suçun sübût bulabilmesi için failin, doğrudan kastla hareket etmesi gerekmektedir. Olası kast veya taksirle işlenen fiiller, bu madde kapsamında değerlendirilemez. Bilâkis, failin sınır güvenliğini ihlâl eden eylemlerinin bilincinde olması ve göçmenin ülkeye yasa dışı yollarla sokulacağını öngörerek hareket etmesi gerekir. Bu kapsamda, failin göçmenlerin tehlikeli koşullarda taşınmasını organize etmesi, hem suçun ağırlığını artırır hem de ceza miktarının tayininde hâkimin takdir yetkisini daraltır.

Göçmen kaçakçılığı suçuna ilişkin cezai yaptırım oldukça ağırdır. TCK m. 79/1 uyarınca faile 3 yıldan 8 yıla kadar hapis ve 10.000 güne kadar adlî para cezası verilir. Hükmün devamında yer alan nitelikli hâller, cezanın artırılmasını sağlar. Örneğin suçun örgütlü biçimde işlenmesi, birden fazla şahıs tarafından müştereken gerçekleştirilmesi gibi durumlar, cezanın alt sınırını yükseltir. Anayasa Mahkemesi’nin değerlendirmelerinde, bu suç tipinin insan onuruna doğrudan tehdit oluşturduğu belirtilmiş ve temel hakların korunması gerekçesiyle yaptırımların caydırıcı olması gerektiği yönünde yorumlara yer verilmiştir.

Bu bağlamda şu soru gündeme gelir: Göçmen kaçakçılığı suçu uzlaştırma kapsamında mıdır? Bu sorunun cevabı da olumsuzdur. Suçun mağduru muayyen bir şahıs değil, doğrudan toplumun bütünü ve kamu güvenliği olduğu için uzlaştırma hükümleri uygulanmaz. Bu husus, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun uzlaştırma hükümlerinde açıkça yer almakta ve yargı uygulamasında da bu doğrultuda kararlar tesis edilmektedir.

Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairelerinin kararları, suçun sınır illerinde sıklıkla işlendiğini ve örgütsel yapıların rolünü vurgulamaktadır. Bu durum, uygulamada suçun terör örgütleri ile bağlantılı biçimde de işlendiğine işaret etmekte, dolayısıyla soruşturmaların yalnızca TCK kapsamında değil, Terörle Mücadele Kanunu bağlamında da yürütülmesine sebebiyet vermektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarında ise devletlerin sınır güvenliğini sağlarken, göçmenlerin temel haklarını ihlâl etmemesi gerektiği vurgulanmıştır.

Göçmen kaçakçılığı suçunda zamanaşımı süresi, TCK m. 66’ya göre belirlenmekte olup, öngörülen ceza miktarına göre 15 yıldır. Bu süre içinde soruşturma veya kovuşturma başlatılmazsa dava düşer. Ayrıca, cezanın infazına ilişkin zamanaşımı da TCK m. 68 gereğince ayrıca değerlendirilmelidir. Bu yönüyle suçun tespitinde zaman faktörü önem arz eder, zira tanık beyanları, dijital deliller ve sınır geçiş kayıtları zamanaşımı sürecinde işlevselliğini yitirebilir.

İndirim nedenleri bakımından ise failin etkin pişmanlık göstermesi, suça yardım eden değil de öncülük eden olmaması, gönüllü vazgeçme ve durumu yetkililere bildirme gibi hususlar göz önünde bulundurularak TCK m. 62 uyarınca indirim yapılabilir. Hâkim, somut olayın özelliklerine göre takdir hakkını kullanarak cezanın alt sınırından hüküm kurabileceği gibi, lehe olan hükümleri uygulamak suretiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına da karar verebilir.

Göçmen kaçakçılığı suçu, sınır güvenliğini ihlâl ettiği gibi göçmenlerin hayatını da ciddi tehlikeye atmaktadır. Bu tür suçların tespiti ve delillendirilmesi uzmanlık gerektiren bir süreçtir. Nitekim, suçun uluslararası boyutu, çok aktörlü yapısı ve karmaşık örgütlenme biçimi dikkate alındığında, hukukî sürecin doğru yürütülmesi zaruridir. İlgili mevzuatın doğru yorumlanması ve delillerin hukuka uygun biçimde değerlendirilmesi, hem adil yargılanma hakkı hem de kamu düzeninin korunması açısından belirleyicidir.

Hukukî sürecin sağlıklı işleyebilmesi ve bireylerin haklarının etkin biçimde korunabilmesi için, bu alanda tecrübeli ceza avukatından profesyonel destek alınması önemli bir ihtiyaçtır. Bu destek, yalnızca bireysel menfaatin değil, aynı zamanda yargının etkinliğinin de teminatıdır. Aksi takdirde, gerek yanlış savunma stratejileri gerekse usul hataları nedeniyle ağır sonuçlar doğması ihtimali yüksek olacaktır.

Göçmen kaçakçılığı suçu ile ilgili sıkça karşılaşılan konular derlenmiş ve hazırlanmıştır. Bu suçun tanımı, yasal yaptırımları ve cezai sorumluluklar "Sıkça Sorulan Sorular" bölümümüzde detaylı bir şekilde Avukat Dr. Tolga Ersoy tarafından yazılmıştır.


Göçmen Kaçakçılığı Suçu Hakkında Sık Sorulan Sorular

İstanbul'da olan Avukat Tolga Ersoy Hukuk Bürosu tüzel kişiliklere ve şahıslara hukuki hizmet vermektedir. Ağırlıklı olarak Ceza Hukuku alanında Ağır Ceza Avukatı olarak çalışmakta birlikte, Aile Hukuku ve Tazminat Hukuku başta olmak üzere hukukun birçok alanlarında Avukatlık hizmeti sunmaktadır.